Çeşmenin Dalgalarında Yanan Arzular

Her yaz, sıcaktan bunalıp kendimi Çeşme’nin serin sularına atmak, benim için bir ritüel haline gelmişti. Geçen yaz, yine böyle bir bunaltıcı hafta sonunda, Çeşme’ye kaçtım. Tek başıma bir pansiyona yerleştim; küçük, şirin bir yerdi, denize birkaç adım mesafedeydi. Odama yerleşirken, yan odada kalan iki genç adamın varlığını fark ettim. Kapıdan çıkarken beni süzdüklerini hissettim, aralarında fısıldaşıp gülüştüklerini duydum. Bu, içimde küçük bir heyecan uyandırdı, ama fazla üzerinde durmadım. Hızla mayomu giydim ve sahile indim.

Denize girip serinledim, dalgalarla oynarken kendimi özgür hissediyordum. Bir süre sonra, yan odadaki iki genç yanıma yaklaştı. “Merhaba, beraber eğlenelim mi?” dediler. İkisi de 20-22 yaşlarında, uzun boylu, yakışıklı delikanlılardı. Kaan, esmer, kaslı ve kendinden emin bir tipti; Tolga ise daha utangaç, ama mavi gözleriyle dikkat çekiciydi. “Neden olmasın?” dedim gülerek. Denizde biraz yüzdük, şakalaştık, birbirimize su sıçrattık. Onların enerjisi, beni gençlik günlerime götürmüştü. Sahile çıktığımızda, “Biraz güneşlenelim, sonra devam ederiz,” dedim. Kumların üzerine havlumu serdim, çantamdan güneş yağını çıkardım ve onlara bakarak, “Kim sürecek?” dedim.

Kaan hemen atıldı, “İsterseniz ben süreyim,” dedi. Teşekkür edip sırtüstü uzandım, kendimi ona bıraktım. Kaan, yağı avucuna döktü ve sırtımdan başlayarak yavaşça sürmeye başladı. Ama bu, yağ sürmekten çok okşamak gibiydi. Elleri, sırtımda, belimde geziniyor, kalçalarıma geldiğinde iyice yavaşlıyordu. Dolgun kalçalarımı okşarken, parmakları adeta dans ediyordu. Bu dokunuşlar, içimde bir ateş yakmıştı. Cinsel dürtülerim uyanmış, kalbim hızlanmıştı. Kaan, “Tamam, bitti,” dediğinde, sesi hafif titriyordu. Ama ben bitmiştim; vücudum, arzudan titriyordu.

Güneş batana kadar sahilde kaldık. Kaan ve Tolga’yla sohbet ettik; Kaan 21 yaşında, üniversitede mühendislik okuyordu, Tolga ise 20 yaşında, işletme öğrencisiydi. İkisi de neşeli, esprili ve biraz da flörtözdü. Akşam, pansiyona döndük. Herkes odasına çekildi. Duş alıp, iç çamaşırsız, sadece askılı, mini etekli bir elbise giydim. Hava sıcaktı, kumaş tenime yapışıyor, vücudumun kıvrımlarını tamamen ortaya çıkarıyordu. Lobiye indim, bir kola alıp televizyonun karşısındaki koltuğa oturdum. Bacak bacak üstüne attım, elbisem hafifçe sıyrılmış, bacaklarım tamamen açıktaydı.

Bir süre sonra Kaan ve Tolga lobiye geldi. “Merhaba,” deyip yanımdaki koltuklara oturdular. Kaan, hemen yanımdaydı ve gözlerini bacaklarımdan alamıyordu. Şortunun içinden, sertleşen siki açıkça belli oluyordu; neredeyse kumaşı delecekti. Bu manzara, beni çıldırttı. Ona doğru döndüm, hafifçe eğilip, “İstersen odamıza gidelim,” dedim. Kaan, gözleri parlayarak, “Tamam,” dedi ve Tolga’yı da çağırdı. Üçümüz, kalbim hızla çarparken, odama doğru yürüdük.

Odaya girer girmez, konuşmaya gerek kalmadı. Kaan, beni kucaklayıp yatağa attı. Dudaklarımı emmeye başladı, elleri kalçalarımı okşuyordu. Külotsuz olduğumu fark edince, gözleri daha da parladı. “Sen inanılmazsın,” diye mırıldandı. Elbisemi tek bir hamlede çıkardı, çırılçıplak kalmıştım. Kaan, şortunu indirip o kocaman sikini ortaya çıkardı. Dayanamayıp üzerine atıldım, sikini ağzıma aldım. Dilimle başını yalıyor, boğazıma kadar sokuyordum. Zevkten inliyordu. Bu sırada Tolga, kenarda durmuş, heyecanla bizi izliyordu. Kaan, “Tolga, sen de soyunsana!” dedi. Tolga, utangaç bir gülümsemeyle soyundu. İki yakışıklı adam, çıplak, karşımda duruyordu. İkisi birden mi beni becerecekti? Bu düşünce, içimi titretti.

Kaan, sırtüstü yere uzandı ve beni üzerine çekti. Amımı, o kocaman sikinin üzerine yavaşça bıraktım. İçime girerken, derin bir “Ohhh” çektim. Kaan, kalçalarımı tutarak hareketlerimi yönlendirdi. Eğilip dudaklarını öptüm, dillerimiz birleşti. Bu sırada Tolga, arkama geçti. Elleriyle göt deliğimi araladı, dilini sokmaya başladı. Islak ve sıcak dili, beni çıldırttı. Götüm sulanınca, Tolga sikini dayadı. Yavaşça içime girmeye başladı. İlk anda hafif bir acı hissettim, ama kısa sürede zevke dönüştü. Aynı anda iki siki içimde hissetmek, tarif edilemez bir duyguydu. Kaan önden, Tolga arkadan, ritmik bir şekilde beni sikiyordu. İkisi de inliyor, ben ise zevkten çığlık atıyordum.

Kaan, “Sen bir tanrıçasın,” diyerek göğüslerimi emmeye başladı. Tolga, kalçalarımı tokatlıyor, her vuruşta daha derine giriyordu. O gece, beni bayıltana kadar siktiler. Kaan’ın sikini emdim, Tolga’nın taşaklarını yaladım. Pozisyon değiştirdik; Tolga önden, Kaan arkadan aldı. Her orgazm, bir öncekinden daha yoğun oldu. Sabaha karşı, yatağa yığıldık, nefes nefese, ama mutlu bir yorgunluk içindeydik.

Ertesi gün, aynı çılgınlık devam etti. Sahilde, pansiyonda, her fırsatta seviştik. Kaan ve Tolga, gençliklerinin enerjisiyle beni defalarca tatmin etti. Bazen ikisi birden, bazen sırayla, ama her anı zevkle doluydu. Bir ara, Kaan beni duvara yaslayıp ayakta sikti; Tolga ise diz çöküp amımı yalıyordu. Başka bir sefer, Tolga’yı yatağa yatırdım, üzerine oturdum, Kaan ise ağzıma verdi. Çeşme’deki bu hafta sonu, hayatımın en çılgın, en tutkulu anılarını biriktirdiğim bir serüvene dönüştü. Pansiyondan ayrılırken, Kaan ve Tolga’ya gülümseyerek, “Bir dahaki yaza görüşürüz,” dedim. Onlar da göz kırparak, “Seni bekleyeceğiz,” dediler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İstanbul Escort